Sen benim eksik kalan yerimsin. Kapattığım pencereler, güneşlere çektiğim o perdelerim…
Tüm sözler seninse, sessizlik benim.
Sözler hep yalan yeminleri unut! Şarkılar yalan duyduklarını unut!
Sen şimdi kayıp bir çocuksun, karanlıkta yürüyorsun... Kalbin senin, yollar senin... Bensiz mi büyüyorsun?
Yıldızları gökyüzünden yere indirebilir misin? Bana daha önce hiç duymadığım bir kaç şey söyleyebilir misin? Beni tepeden tırnağa aşık edebilir misin? Şimdi beni biraz sever misin?
Yardım et; galiba bu düş sandığım kabusum!
Yıkık, dökük, bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine… Kuş sürüleri terk ederken bu şehri, ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine…
Ve aşk simdi çok uzakta uyuyan bir çocuğun kalbidir. Ve simdi bir kalbi bir bendenden ayırıp gitmenin tam vaktidir…
Yarın çok geç, bu gece ölmeliyim sağır bir kurşun gibi ağır ağır düşmeliyim. O kırık kalbine son kez dokunup ellerine, kayan bir yıldız gibi gökyüzünde sönmeliyim.
Sen benim yarım kalan cümlelerimsin. Hiç söyleyemediğim, söylemediğim o sözlerim…
Kanatların büyüktü ellerin küçücüktü. Şarkılar dudağından rüzgara süzülürdü
Gittiğin o yer nasıl, her şey güzel mi... Orda benim gibi biri hep seni sever mi?
Biraz umut sürersen tüm yaralar geçer.
Bir yanım eksik kaldı bir yanım hep yarım. Solum sağım yalnızlık şarkılar sessiz kaldı.
Bir yalnızlık şarkısı koyar gider başucuma aşk... O yalnızlık şarkısı çalar durur hep başucumda...
Artık üşümüyorum hava da benim kadar soğuk!
Benim için siler misin geceyi gökyüzünden?
Bir masal biter, sessizlik başlar... Kalbini okşar, uyutursun, unutursun.
Ben seni çok sevdim, Belki zordur anlaması sessizliğimden...
Bir çiğ tanesidir hayat bir yaprağın üstünde… İlk gözyaşıdır hayat bir çocuğun gözlerinde… Bir gaz fişeğidir hayat, bir annenin kalbinde… Hep kısadır hayat tutunamaz ömrümüze...
Boynuma dolayınca zaman, ayrılığın o soğuk iplerini. Sarar beni yalnızlık.